Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Atatürk, Diyanet İşleri başkanı ile beraber hutbelerin konularını belirliyordu. Hutbe konuları: 1- İman ve amel 2- Allah’ın ve Peygamber’in hayat verecek görüşleri 3- Allah’ı sevmek ve Peygamber’ine uymak 4- Peygamberimizin hayatı 5- Vatan müdafaası 6- Herkes kazancına bağlıdır 7- Namaz ve hikmeti 8- Oruç ve hikmeti 9- İçkinin kötülüğü 10- Kumarın kötülüğü 11- Kötü huylardan sakınmak 12- Dünya ve ahret için çalışmak 13- Askerliğin şerefi gibi vs. Atatürk, “Her kişi kendi dinini, din işlerini, imanını öğrenmek için bir yere muhtaçtır, orası okuldur.” diyerek, imam-hatip okullarını ve ilahiyat fakültesini açmıştır. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kuruluşunun ikinci, yılında 21 Şubat 1925 tarihinde bütçe müzakerelerinde, “dinî neşriyat” üzerinde durulmuş, Kur’an-ı Kerim meali ve tefsirinin, hadis-i şerif tercümelerinin devlet imkanlarıyla yaptırılması kararlaştırılmış ve bu iki işin masrafları için o günün maddi imkansızlıkları içinde Diyanet bütçesine 20 bin liralık ek ödenek konulmuştur. Neticesinde, Elmalı Hamdi Yazır’ın hazırladığı “Hak Dini Kur’an Dili, Yeni Mealli Türkçe Tefsir” adlı 9 ciltlik meal ve tefsir ile Ahmet Naim ve Prof. Dr. Kamil Miras’ın hazırladıkları “Sahih-i Buhari Muhtasarı Tecrid-i Sarih Tercemesi” adlı 12 ciltlik hadis tercümesi ortaya çıkmış, tüm masraflar devlet bütçesinden karşılanmıştır.
“(…) yine Atatürk’ün isteği ile Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır’ın ‘Hak Dini Kur’an Dili’ adlı eseri, 1925 yılında meclis kararından sonra hazırlanmaya başlanmış ve 1936 yılında basılmıştır. Bu eser, 8 ciltlik 6433 sayfalık dev bir eserdi. Bu eser, o dönemin Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından Türkiye’nin her yerine ücretsiz olarak dağıtılmıştır.”
Sayfa 189
Reklam
( Eleştirel bir Bakış )
_Dinde zorlama yoktur. (Bakara 256) _Ama, kim İslamdan çıkıp başka bir dîn'e yönelirse sapkındır ve af yoktur. (İmran 90) _Çünkü, tek gerçek din islamdır. (İmran19) _İslam dışı tüm inançlar batıl ve sapkınlıktır.(Hadis) _İslam hakim gelene kadar kafirlerle savaşın.(Enfal39) _Kâfirler istemeseler de Allah nurunu tamamlayacaktır. (Saff 8)
İnsanlara sindire sindire okuyasın diye biz Kuran'ı kısımlara ayırdık. ( İsra-- 17/106 ) Sana vahyettiğimizi onlara okuyasın diye . ( Ra'd--- 13/30 ) Kuran'ı ağır ağır, tane tane oku . ( Müzemmil ---73/4 ) Ey Peygamber! De ki : Kuran'ı, Ruhu'l Kudüs ( Cebrail ) Rabbinin katından hak olarak indirdi . ( Nahl --- 16/102 ) Biz Kuran'ı " Hak " olarak indirdik , bütün hakikatleri içinde toplayarak indi . ( İsra --- 17 /105 ) Hem hiç eğri tarafı ve eksiği bulunmayan Arapça bir Kuran indirdik. ( Zümer --- 39/28 ) Allah 'a yalan uyduran veya kendisine hiçbir şey vahyolunmadığı halde : " Bana vahyolundu" diyenden daha zalim kim olabilir? ( En'am--- 6/93 ) Yoksa : " Onu Muhammed kendi uydurdu mu diyorlar ? Ey Muhammed ! Sen onlara şöyle de : Şayet ben onu uydurmuşsam, Allah'tan gelecek cezaya karşı beni savunamazsınız. ( Ahkaf --- 48 /8 ) Eğer Muhammed kendinden bazı sözler uydurup da , bizim söylediğimizi iddia etseydi , elbette onu kuvvetle yakalar , sonra da can damarını keserdik . Hiç biriniz buna mani olamazdı . ( Hakka --- 69 /44-47 ) Biz Muhammed'e şiir öğretmedik. Bu, ona yakışmaz da. ( Yasin --- 36/69 ) O , alemlerin Rabbi olan Allah tarafından indirilmiştir . ( Vakıa--- 56/80 )
Sayfa 32
Bilgilerimiz üç yola dayanır. Bunlar: 1- İlmel yakîn, 2- Aynel yakîn, 3- Hakkal yakîn. Yakîn; gerçeğe uygun ve herhangi bir şüpheye mahal bırakmadan sabit ve kesin bir inanış demektir. Kesin bilgi, şüphesiz inanıştır. İlmel yakîn, sağlam biliştir. O bilginin doğruluğundan hiç şüphe edilemez oluş şeklidir. Aynel yakîn; göz ile görür derecesinde, müşahede ederek bilmektir. Hakkal yakîn ise; tadarak, yaşayarak bilmektir. Büyük müessir Elmalılı Hamdi Yazır merhum buna ölümü misal verir. “İnsanların ölümü bilişleri üç mertebedir: Birincisi: Her aklı olan, emsalinin ölümünden istikrar ve kıyas yoluyla kendisinin de öleceğini seksiz ve şüphesiz bilir ki bu ilmül yakîndir. İkincisi: İhtizar halinde melâikeyi açıkça görmesiyle ölümünü bilir ki bu da aynül yakîndir. Üçüncüsü, tam öldüğü andaki biliştir ki o da hakkal yakîndir.” (Hak Dînî Kur’ân Dili: 8/6056)
IRKÇILIK-TURANCILIK DAVASI DOLAYISIYLA Bu kitap, 1944 yılında, İstanbul'da Bir Numaralı Sıkıyönetim Mahkemesi'nde görülen utanç yüklü bir davanın özeti gibidir. Bazı vatansever kişiler, 1944 yılında suç işledikleri, suçlu oldukları için değil; Türk oldukları, Türkçülük idealine aşkla bağlandıkları için büyük zulümlerden, işkencelerden
22 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.